Alemlerin Rabbi ALLAH’A hamd-ü senalar olsun,
Onun Resulu Muhammed Mustafa Sav’a sonsuz salat ve selam olsun.
Değerli gönüldaşlarım şahsıma görüşlerimizi ifade etmek için bu fırsatı veren site yönetimine teşekkürlerimi sunuyor, sizleri sevgi ve saygı ile selamlıyorum.
Güzel vatanımız, son günlerde haince ve kalleşçe terör saldırılarına maruz kalmakta ve canımız yandıkça yanmakta.. Türk’ün yurdu, İslamın Sancaktarı , Resulunun ve Dinin askeri bu millet ciğerinden parçalanmakta..
Değinmek istediğim konu şudur ki; Dini imanı olmayan bu kalleş terör örgütünün Dinimizce nasıl sona erdirileceğini Hz Kur’an ‘da Allah Azze ve Celle hz.’leri mealen şöyle belirtiyor ve emrediyor;
‘’Allah’a ve Resûlüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri, yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır.’’
MAİDE SURESİ 33. AYET
Kur’an-ı Kerim burada bize açık olarak teröristlerin ( yeryüzünde bozgunculuk çıkaranların) asılmasını emrediyor. Ben sizin vicdanınıza soruyorum Allah aşkına ; Bugün meclis çoğunluğunu elinde bulunduran Siyasi İrade , İmralı Canisini SULTANAHMED meydanın da İbret-i alem için assa ve inancının emrini yerine getirse dağa çıkmaya kim cesaret edebilir.
Yıllarca devlet dağa çıkanları yakaladı ve cezaevlerine attı. Ve bu sayede cezaevi süresini dolduran hainler çıktılar, ihanetlerine ve fitnekarlıklarına devam ettiler. Halbuki; Şehit ailelerinin hesabını kim verecek , Şehitlerin hesabını kim verecek, Bu hainleri affetme yetkisi zinhar devlette değildir. Yine Kur’anı Kerim de ‘’Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.’’ Buyurulmaktadır.
Devletin şehit ailelerinin rızasını almadan zinhar, hainleri affetme , salma yetkisi yoktur. Aslında değerli gönüldaşlarım, İslamın sancaktarı olmuş bidat bilmeyen bu aziz millet ne zaman Kur’anın emirlerinden uzaklaşsa bir bedel ödemiş.. Biz özümüze dönmek ile bütün bu belalardan kurtulur ve bu aziz milleti ve vatanı korur kollar refaha eriştiririz.
Evet.. değerli gönüldaşlarım bizim millet olarak bize gönderilen Resul ve Kur’ana itaat etmemiz farz ve gereklidir. Dediğim gibi , Bizim ne zaman maneviyatımız azalsa ne zaman tefekkür’ü bıraksak , ne zaman Allah ve Resulu’nun emrinden çıksak , Ne zaman Nizam-ı alem ülkümüzü unutsak bedel ödemişiz , ödüyoruz.
Vazifemiz bellidir. Yalnızca Allaha Kulluk, Resulune itaat ve Kitabına itaattir. Ve bu şekilde yapmaya başladığımız da- ki elbet bu millet Hz. Mehdi’ye ordu olacaktır- biz tekrar Allah’ın nizamını dünyaya yayar, gönüller feth eder ve bu Cihan’ı Nizam’a getiririz elhamdülillah. Lakin aleme nizam vermek için önce kendimize nizam vermeliyiz. Ancak kendini nizama getiren , bu ümmeti de bu milleti de bu cihanı da nizama getirir. Nizam-ı Alem’e kendimizden başlamalıyız.
Unutmamalıyız ki nefis ve şeytan bizim peşimizi bırakmayacaktır, bizi daima Allah ve Habibinin yolundan ayırmaya çalışacaktır. Lakin İmanımız ile , İtikadımız ile biz nefs ve şeytanla cihad ederek Yüce Rabbimizin Rızasına nail olacağız İnşallah.
Biz terbiyemizi Ülkü ocaklarından aldık değerli gönüldaşlarım… Bizim abilerimiz 80 olaylarında ümmetin ve milletin fedaisi olarak bir iman davası verdi. Ve iman galip geldi, hak galip geldi elhamdülillah. Bugün şehid abilerimizin hakları bizim sırtımızdadır. Biz onların can verdiği bu iman davasına ömrümüzü vakfetmeliyiz. Ve yalnızca doğruları söylemeliyiz.
HAK İLE BATIL , KÜFR İLE İMAN BELLİDİR !
BİZ GEÇMİŞİMİZDEN ALDIĞIMIZ GÜÇLE BATILI DEF EDECEĞİZ İNŞALLAH
NASIL MI ?
GÖNLÜMÜZÜ , ÖZÜMÜZE ÇEVİREREK!
Başta Şehidlerimizin mekanlarının cennet olmasını niyaz ediyor, Ailelerine ve Milletimize sabırlar diliyorum.Yazıma son verirken , bu yazıyı okuyan tüm gönüldaşlarım’dan eğer bir sürç-i lisan etti isek affımı talep ediyor, Sizleri Yüce Rabbime emanet ediyorum .
Doğukan ÖNAL