ÇİĞ SÜT ÜRETİCİLERİNİN FERYADI

16 Temmuz 2018 - 1308 okunma

2008 yılında çiğ süt üreticilerinin feryadı başlığı ile yazdığım yazı güncelliğini kaybetmemiş. Aradan 10 yıl geçmiş feryat, çığlık devam ediyor.!

Çiğ süt üreticisi eskiden suç tahtasına endüstriyel süt sektörünü-patronunu oturturdu.. Onlara veryansın ederdi.. Çünkü çiğ süt alım fiyatlarını belirleyen süt sanayicilerinin patronları idi…

İki yıldır çiğ süt fiyatlarını gerçekte Ekonomik kuruldaki  –Gıda Komitesi-Ekonomi Bakanı-Maliye Bakanı- Merkez Bankası Başkanı ve Gıda Tarım Hayvancılık Bakanı ortaklaşa belirliyorlardı.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilince çiğ süt üreticileri başvuru adresi olarak Sayın Cumhurbaşkanı’nı ve Tarım ve Orman Bakanı Sayın Bekir Pakdemirli’ye başvurdular.

Süt üreticisi son çare olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye sesini duyurabilmek için dijital ortamda önemli bir imza kampanyası başlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli'ye seslenen süt üreticisi, "Sayın Başkanım, Sayın Bakanım; et ve süt üreticisi zor durumda. Nefes alacak durumumuz kalmadı" dediler..

Bugüne kadar sesini yetkililere duyuramayan süt üreticisi son çare olarak dijital ortamda imza kampanyası başlattı. Artan maliyetler karşısında Temmuz ayının ortasına gelinmesine rağmen Ulusal Süt Konseyi'nin bir türlü toplanmaması süt üreticisini zor durumda bıraktı.

Süt üreticisinin sesini Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye duyurabilmek için başlattığı imza kampanyasında, “Sayın Başkanım, Sayın Bakanım; et ve süt üreticisi zor durumda. Nefes alacak durumumuz kalmadı" denildi.

Yerli Et ve Süt Üreticileri Yok Oluyor! Başlığı ile başlatılan imza kampanyasının gerekçesinde şu ifadeler dikkat çekti:

"Ülkemizin üreten insanları yok oluyor.

Et ve süt üreticilerinin kaçınılmaz sonu öncesi Sn.Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Tarım Ormancılık Bakanımız Sn.Bekir Pakdemirli'ye çağrımızdır. Sn. Başkanım, Sn. Bakanım. Et ve süt üreticisi zor durumda. Nefes alacak durumumuz kalmadı. Bu yıl yem ve diğer maaliyetlerimiz yüzde 38 civarında arttı.

Biz bu ülkenin fedakar üreticileriyiz.

Kontrolsüz ithalat politikalarıyla üretimimiz maalesef durmak üzere ve hayvanlarımızı kesime gönderip işi bırakma noktasına kadar geldik .Dolayısıyla yerli ve milli üretimimiz yok oluyor ve ithale mahkum oluyoruz. Sn. Başkanım ve Sn. Bakanım süt üreticileri olarak sizden isteğimiz acilen Ulusal   Süt Konseyinin toplanıp, süt alım fiyatının en az 1.90 TL olarak düzenlemesidir."

Böyle diyor çiğ süt üreticileri….
ON YILDIR HAYVAN SAYIMIZ NEDEN YETERLİ HALE GETİRİLEMİYOR
ON YILDIR HAYVAN SAYIMIZ NEDEN YETERLİ HALE GETİRİLEMİYOR
On yıldır bitmeyen, çözülemeyen problem! Hayvancılığımız. Ve on yıldır canlı, besilik, damızlık inek, düve ithal ediyoruz.
Hayvan sayımız yeterli olmadığı için canlı hayvan ve et fiyatlarımız yüksek!
Kamu ve kamuoyu hayvancılığımızın profilini gördüğü resim yukarıdaki satırlarımız.
Muhalefet partilerimiz de sorunu ‘’hayvancılığımıza az destek veriliyor ‘’ olarak görüyor olmalılar ki ‘’ hayvancılığımıza destek verilecektir ‘’ sözünü ihmal etmiyor. 2002 yılından önceki koalisyon iktidarı yıllık 80 milyon TL destekle yönetebilirken sonraki-şimdiki iktidar 2008 yılından beri her yıl artan- hatta ‘’Cumhuriyet tarihinde görülen en büyük destekle 10 yıldır ithalat yapmaktan kurtulamıyor. Muhalefet parti sözcülerinin sorunu ‘’hayvancılığa az destek veriliş’’ te görmeleri de doğru değil.
Hayvancılığımızın önceliği parasal destek değil doğru politika uygulanmasıdır..!   10 yıldır gerçekte delik havuza su doldurulmaya çalışılıyor.!
Çok basit yöntem- canlı hayvan ithalatı- ile et fiyatları ile indirilmeye çalışıyor. Ette, canlı hayvan fiyatlarında ‘’serbest piyasa ekonomisi’’ uygulanırken, bu serbest piyasa ithalatla terbiye ediliyor.! Gerçekte serbest piyasa daha çok üretmekle- ihtiyaca yetecek kadar üretmekle- terbiye edilir. İktidar; damızlık düve, besilik canlı hayvan ithaline kontrollü-sınırlı izin verdiğini söylese de ülke içindeki yerli üretici gerçekte zarar görüyor.
İthalat; 1- ithal eden firmalara köşe dön deriyor.!
               2- Hayvancılığımızın fason üreticileri olan besicilerin işine yarıyor, parayla beştaş oynuyorlar.
               3-Damızlık sığır-düve-çiğ süt üreticilerini vuruyor, çökertiyor
Çiğ süt-damızlık-düve üretim çiftlikleri hayvancılığımızın; kalbidir, bedenidir, hatta kendisidir.
Çiftlik-lerin üç adet geliri -var- olmalıdır:
1-Çiğ süt geliri
2-Damızlık düve satış geliri
3-Erkek dana satış geliri
Çiftliklerin bu üç gelirden biri veya bir kaçında gelir azalması veya zarar olursa çiftlik zarar eder, zaten bu oluyor ki çiftliklerimiz yeterli hayvan sayısına 10 yıldır parasal destek verilse de yeterli canlı hayvan sayısına ulaşamıyor.
Şimdi bu üç gelirde neler oluyor inceleyelim.
1-Çiğ Süt satış geliri: Sanayicilerin çiğ süt alım fiyatlarını serbest piyasa değil satın alanlar düzenliyor. Ulusal süt konseyi kurulmadan önce tam bir mafia düzeni içinde endüstriyel süt sektörü düzenliyordu. Ulusal Süt Konseyi kurulduktan sonra USK çatısı altında üreticilerle ‘’pazarlık ‘’görüntüsü adı altında yine fiyatları sanayiciler belirliyordu.
Enflasyonda üretici fiyatlarının artmaması için son altı aydır Merkez Bankası- Ekonomi Bakanlığı- GTH Bakanlığı belirliyor(düşük tutuyor).
2-Damızlık düve satış geliri: Çiftliklerin damızlık düve gelirine ithalat darbe vuruyor. Düve, damızlık sığır ithalatı yapıldıkça yerli düve fiyatları düşüyor. Damızlık düveyi üreten yerli çiftçi düve 1 yaşına gelince erkek dana fiyatından kesimlik satmak zorunda kalıyor.
3-Erkek dana satış geliri: Bu kalem gelire de devlet tarafından darbe vuruluyor. Devlet-iktidar besilik dana ithalatına izin veriyor. Böylece yerli damızlık sığır-düve üreticisinin ürettiği erkek dananın iç piyasa fiyatlarını düşürüyor.
Üç gelirli-ayaklı hayvancılığımızın üç ayağını da devlet-iktidar sakatlıyor. Sektörden çekilen damızlık-sığır-düve üretim çiftlikleri boşalıyor,satılıyor yerini hayvancılığımızın gladyosu besicilik alıyor. Sıfır faizli krediler boşa gidiyor. Türkiye ithalata dayalı fason hayvancılık yapan ülke haline geliyor
Artık süt inekleri değil düveler kesiliyor.
Hayvancılığımızda genel manzara budur..
Tarım Kredi Kooperatiflerinin ithal 250 bin düve projesi hayvancılığımızı kalkındırmayarak yerli düve-sığır –çiğ süt üreticilerini sektörden el-etek çektirecektir.! Yerli üreticilerin düvesi 1 yaşına gelince kesim için satması işte bu yüzdendir. Yerli düve, damızlık sığır, çiğ süt veren inek fiyatları aynı ağırlıktaki erkek dananın fiyatından yüksek olmalı ki kesime gitmesin, üretim metaı değerini koruyarak olarak çiftlikte kalsın.  Yani 200 kg karkas et verecek düvenin fiyatı 200kg karkas et verecek erkek dananın fiyatından yüksek olmalı ki düveler kesilmesin , düveler kesim için beslenmesin.! Bu da ancak düve ithalatını durdurmakla, çiğ sütün fiyatını gerçek değerinden sattırmak ile olur.!
Sonuç olarak çiğ süt satış değeri-enflasyon- fiyatını artırmama  politikası, besi hayvanı, düve, damızlık sığır ithalatı Türkiye’nin hayvan varlığının yükselmesine izin vermiyor.!
Dolayısı ile hayvancılığa verilen destekler boşa gidiyor.
Hayvan sayımızı yükseltmenin yolu çiftçinin ürettiği çiğ sütü gerçek değerinden satmasına devlet-Merkez Bankası-Ekonomi Bakanlığı  olarak engel olmamak, düve, damızlık sığır, erkek besilik dana ithalatını durdurmaktır.

Çiğ Süt Üreticileri Grubu Adına

Çapar Kanat
 

Çapar diğer yazıları
x

Facebook hesabınızla yorum yapın:




Veya Facebook'a bağlanmadan yorum yapın:

Rumuz veya Ad/Soyad*

E-posta*
(E-posta adresiniz sitede görünmez)

Yorumunuz*




(Yukarıdaki güvenlik kodunu giriniz)
Yazarlar Yazarlar
Son YorumlarSon Yorumlar
AnketAnket

MHP'NİN HÜKÜMETE YAKLAŞIMINI NASIL BULUYORSUNUZ?

OLUMLU!
OLUMSUZ!
KARARSIZIM!
LİDER NE DERSE ODUR!
Lig FikstürüLig Fikstürü

Piyasalar Piyasalar
Anasayfa'ya Git Anasayfa
Foto Galeri Foto Galeri
Video Galeri Video Galeri
Yazarlar Yazarlar
YÖNETIM YÖNETIM
İLETİŞİM İLETİŞİM
Bu sitede yayınlanan içerik izinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz.