ASKERİ İSTİHBARAT, EMNİYET İSTİHBARAT VE MİT DEVLET BAHÇELİ’YE BAĞLANMALIDIR!

ASKERİ İSTİHBARAT, EMNİYET İSTİHBARAT VE MİT DEVLET BAHÇELİ’YE BAĞLANMALIDIR!
Türk milleti tarihin her döneminde zorluklarla karşı karşıya kalmış, üstesinden gelinmesi zor olan badireleri atlatmasını bilmiş ve yoluna devam etmiştir. Milletçe yine ihanet dolu günleri yaşamaktayız. Ancak Türk milleti şu gerçeği fark etmelidir bu zor günler seneler öncesinden öngörülmüş, Siyasal iktidar ve milletimiz defaatle uyarılmıştır.
15 Temmuz gecesi Türk milleti düşmanından görmediği düşmanlığı görmüş ve yaşamıştır. Ne Cem Sultan’ın Avrupa’ya sığınıp II.Bayezid ile girdiği taht mücadelesi, ne Osmanlı’da 11 sene süren devletin hükümdarsız kaldığı fetret devri, ikisi de Türk olmasına rağmen birbiri ile savaşan Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail mücadelesi, ne de Türk milletinin tarih boyunca ilk defa devletsiz kalmasına sebep olan I.Göktürk Devletinin yıkılıp Çin’in Türk topraklarını işgali ve esaret altına alması necip Türk milletine bundan daha ağır gelmemiştir, bundan daha üzücü olmamıştır, onurunu ve haysiyetini adeta yerle bir eden bir vakıa olarak tarihe geçmemiştir. Çünkü bu sefer millet evlatları kendi vergisi ile alınan tankların altında ezilmiş, kendi ödediği primi, maaşından kesilen vergi ve sigortaları ile alınan silahların namlusundan çıkan mermiler ile şehit edilmiş, Kandil’i, Mahmur’u, Zap’ı, Avaşin’i, Basyan’ı, Gabar’ı, Cudi’yi, vurması gereken Skorsky helikopterleri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Kuvayi Milliye’nin dualarla bir Cuma günü açtığı Gazi Meclisi adeta terör yuvalarını bombalar gibi kalbinden vurmuş ve en derin hançeri saplamıştır. O F-16’lar ki Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye yönelik tehditleri yok etmesi gerekirken, terör odaklarına korku salması gerekirken, Ankara’da ve İstanbul’da alçaktan uçuşlar ile aziz millet evlatlarının içine korku salmış onları belirsizliğe ve güvensizliğe itmiştir. FETÖ denen yapılanmanın kalkışması sonucu çok büyük zarara uğradık, büyük kayıplar verdik ve milletçe unutulması mümkün olmayan bir gece yaşadık ve bunun müsebbiplerini de tarih Türk milletine asla unutturmayacaktır.
Ancak şu da muhakkaktır ki; AKP, 2002’de iktidara geldiğinden beri bu örgütün devlet kademelerinde üst noktalara gelmesinde, bürokrasiye yerleşmesinde çok büyük bir pay sahibidir. Elinden gelen kolaylığı sağlamış ve göstermiştir elbette AKP’den önce de bu yapılanma devlete sızmıştı ancak AKP bunun en üst düzeye gelmesini sağladı ve hatta şimdi kendilerinin de tabiriyle devletin en kılcal noktalarına kadar ele geçirmelerinde büyük rol oynadı. Ta ki 2012 yılında FETÖ ve AKP artık güç mücadelesinde karşı karşıya gelip FETÖ, Mit Müsteşarını ifadeye çağıracak kadar kendinde cüret bulunca AKP artık gerçeklerin farkına varmaya başlamıştır, ancak bu çok geç olmuştur.
Bütün bunlar yaşanırken Türk milletini ve AKP iktidarını her konu da defaatle uyaran Türk Milliyetçileri ve Lideri Devlet Bahçeli yine haklı çıkmıştır. Devlet Bahçeli, AKP iktidarını bugüne kadar birçok kez çok farklı konularda daha olayların en başında uyarmıştır, ikaz etmiştir ancak kendisinin söylemlerine itibar edilmemiş ve bir zaman sonra gerçekler görülmüş ve Devlet Bahçeli’nin en başta söylediği o noktaya gelinmiştir. Devlet Bahçeli, daha “Açılım” denen süreç 2009 yılında Polis Akademisinde 12 kötü adam ile başladığında bu sürecin açılım ve çözüm değil, çözülme ve ihanet süreci olduğunu, süreç devam ederse sonunda terörün dağdan şehre ineceğini, siyasallaşacağını ve Türkiye’nin kendisini adeta bir uçurumun kenarında bulacağını söylemiştir. AKP iktidarı o zaman bunları “kan ve göz yaşından beslenmek” olarak ilan etmiş, terör biterse MHP’nin biteceğinden dolayı böyle açıklamalar yapıldığını söylemiştir, verilen Şehit ve gazilerden, yaşanan ağır olaylardan sonra takvimler 2015’i gösterdiğinde AKP, Devlet Bahçeli’nin 2009 yılında söylediği noktaya terörle müzakere değil mücadele edilmesi gerektiğini artık kendisi söyler hale gelmiştir hatta o kadar ileri gitmiştirler ki süreci buzdolabına kaldırdıklarını söylemişler ancak ne hikmetse, Devlet Bahçeli’nin defalarca çöp kutusuna atın demesine rağmen buna aldırış etmemişlerdir.
Devlet Bahçeli, Suriye’de iç savaş başladığında taraf olunmamasını iç savaşın daha da büyümeden sona ermesi için muhalifler ile Esad’ın arasında arabulucu olunması gerektiğini eğer Türkiye taraf olursa bunun acı sonuçlarını Türk milleti olarak beraberce yaşayacağımızı söylemiştir, o zamanlar siz Esad’ı mı destekliyorsunuz diye MHP’yi ahmakça itham edenler bugün yaşanan acı gerçeklerden sonra Suriye ile ilişkilerin düzeltilmesi yolunda adım atmaya başlamıştır.
Devlet Bahçeli, FETÖ denen yapılanmanın devletin en üst noktalarına kadar ele geçirdiğini devleti tehdit eder hale geldiğini, kendisini cemaat olarak lanse eden bu yapının siyasetle çok iç içe olduğunu ve bunun ülkemize hiç hayır getirmeyeceğini 2010 yılından bu yana defalarca söylemiş ve hatta cemaati ve hükümeti ikaz ederek cemaat kendisini aklayana kadar faaliyetlerini askıya alsın demiştir fakat o dönem birçok milletvekili, bakan hatta Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından türlü hakaretler ile itham edilmiş ve Sayın Erdoğan “Hoca efendinin işi gücü yokta Bahçeli ile mi uğraşacak?” diye adeta alay etmiştir. Ancak gelinen noktada görmekteyiz ki o zaman Devlet Bahçeli ve Türk milliyetçilerinin ikazlarını dikkate almayanlar bugün onların birer birer söylediklerine gelmektedirler.
Kalkışmanın olduğu gece de yine kendisinden beklenen tavrı ve siyasiler arasında darbe girişimine en erken tepkiyi gösteren Lider Devlet Bahçeli olmuştur. İlk iş olarak da Başbakanı aramış ve kalkışmanın karşısında olduğunu belirtmiş ve “DEVLET”in yanındayız demiştir.  Zamanında yapılan uyarıları dikkate almadığı için evlatları Şehit verilen, ekonomisi büyük yaralar alan, derinden acılar yaşayan Büyük Türk milleti artık bazı gerçeklerin farkına varmalıdır; söyledikleri zamanı geldiğinde acı bir şekilde tecrübe edilen Devlet Bahçeli artık anlaşılmalı, söylediği her husus kayda değer görülmeli ve milletçe daha da büyük acılar yaşamamızın önüne geçecek tespitler dikkate alınmalıdır.